Tarih: 21.04.2025 14:17

Bayındır Kavaklıdere Hastanesinden "bahar alerjisi" uyarısı

Facebook Twitter Linked-in

İSTANBUL (AA) - Bayındır Kavaklıdere Hastanesi Alerji Uzmanı Prof. Dr. Yavuz Selim Demirel, testler sayesinde, hastanın duyarlılık gösterdiği alerjenlerin net bir şekilde belirlendiğini, tanının kesinleşmesinin ardından kişiye özel tedavi planı oluşturularak en uygun yönteme geçildiğini belirtti.

Hastaneden yapılan açıklamaya göre, alerjik reaksiyonlar, burun akıntısı, kaşıntı, hapşırma, cilt döküntüleri ve nefes darlığı gibi şikayetlerle kendini gösteriyor. Polenler, ev tozu akarları, evcil hayvanlar, bazı ilaç ve gıdalar gibi çeşitli alerjenler bu reaksiyonlara yol açabiliyor.

Alerjik rinit, astım, ürtiker ve anjiyoödem, ilaç alerjisi gibi rahatsızlıklarla ortaya çıkan alerjik hastalıklar, sağlığı ve yaşam kalitesini olumsuz etkiliyor.

Hastaneden yapılan açıklamada görüşlerine yer verilen Bayındır Kavaklıdere Hastanesi Alerji Uzmanı Prof. Dr. Demirel, bahar alerjisinin burun akıntısı, tıkanıklık, hapşırma ve kaşıntı gibi şikayetlere yol açtığını belirtti.

Özellikle polenlerin bu alerjik reaksiyonların en önemli tetikleyicisi olduğunu anlatan Demirel, "Bu nedenle polenlerin en yoğun olduğu saatler olan sabah saatlerinde dışarıda vakit geçirmekten kaçınılmalı. Yanı sıra bu aylarda açık havada daha az vakit geçirmeye özen gösterilmelidir. Eve dönüldükten sonra kıyafetler mutlaka değiştirilmeli. Çünkü polenler, elbiselere de yapışıyor. Evde de bu antijenlere maruz kalmamak adına eve gelindiğinde kıyafetler değiştirilmeli ve duş alınmalıdır." ifadelerini kullandı.

- "Alerji eğer solunum sistemini etkilerse alerjik astımı ortaya çıkarabilir

Demirel, koruyucu tedbirlere ek olarak hekim kontrolünde ilaç ve burun spreyi kullanılabileceğini belirterek, "Şikayetler yeterince azaltılamazsa polenlere karşı duyarsızlaştırma tedavisi olan immünoterapi tedavisi uygulanabilir." bilgisini verdi.

Alerji eğer solunum sistemini etkilerse alerjik astımı ortaya çıkarabileceğine işaret eden Demirel, "Cildi etkileyen alerjenler özellikle ürtiker (kurdeşen), anjiyoödem gibi problemlere neden olabilir. Ayrıca besinler de organizmada alerjik reaksiyonlara yol açabilir. Bir diğer alerjik problem de ilaçlara bağlı ortaya çıkan alerjik hastalıklardır." ifadelerini kullandı.

Demirel, alerji tanısının, hastanın mevcut şikayetleri ve tıbbi öyküsünün ayrıntılı bir şekilde değerlendirilmesiyle başladığını aktardı.

Hastanın maruz kaldığı olası alerjenlerin ve semptomların dikkatle analiz edildiğini vurgulayan Demirel, "Alerji uzmanları, tanıya ulaşmak için 'prick test' olarak bilinen deri testlerini uygular ve gerekli görüldüğünde kan tahlillerinden de yararlanabilir. Bu testler sayesinde, hastanın duyarlılık gösterdiği alerjenler net bir şekilde belirlenir. Tanının kesinleşmesinin ardından ise kişiye özel bir tedavi planı oluşturularak en uygun tedavi yöntemine geçilir." bilgisini paylaştı.

Alerjik hastalıkların tedavisinde üç temel prensipten yararlanıldığını belirten Demirel, bunları, korunma yöntemleri, ilaç tedavisi ve immünoterapi (aşı tedavisi) şeklinde sıraladı.

Demirel, alerjik hastalıkların nadiren ölümcül olabileceğini kaydederek, "Özellikle ilaçlar, besinler, lateks, arı sokması duyarlı bireylerde anafilaksi olarak bilinen tehlikeli alerjik reaksiyonlara sebep olabilir. Bu durumlarda, zaman kaybı yaşanmaması gerekir. Anafilaksi, hızlı bir şekilde tedavi edilmezse hayatı tehdit edebilir, bu nedenle erken tanı ve tedavi çok önemlidir." uyarısında bulundu.




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —