Erken tanı skolyozun tedavi sürecini kolaylaştırıyor

Erken tanı skolyozun tedavi sürecini kolaylaştırıyor

Ekonomi 25.06.2025 13:42:18 0
Erken tanı skolyozun tedavi sürecini kolaylaştırıyor

İSTANBUL (AA) - Medicana International İstanbul Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Doç. Dr. Tuğrul Ergün, erken tanı konulan skolyoz vakalarının yüzde 90'ının cerrahi müdahaleye gerek kalmadan kontrol altına alınabildiğini belirtti.

Hastaneden yapılan açıklamaya göre, skolyoz, her yaş grubunda ortaya çıksa da en sık 10 ila 16 yaş aralığında görülüyor.

Açıklamada görüşlerine yer verilen Doç. Dr. Tuğrul Ergün, kız çocuklarında skolyoz gelişme riskinin, erkek çocuklara göre yaklaşık 8 kat daha fazla olduğunu belirterek, eğriliğin ilerleme ihtimalinin de yüksek olduğunu aktardı.

Ergün, "İstatistiklere göre, skolyoz tanısı konan her 10 çocuktan 1'i, tedavi edilmediğinde, cerrahi müdahale gerektirecek seviyeye ulaşmaktadır." ifadelerini kullandı.

Skolyozun çoğu zaman ağrıya neden olmaması, ailelerin bu durumu fark etmesini geciktirebileceğine dikkati çeken Ergün, "Ancak dikkatli bir gözlemle erken belirtileri saptamak mümkündür. Çocuğun bir omzunun diğerinden daha yüksek durması, kürek kemiklerinden birinin çıkıntılı görünmesi, kalçaların simetrik olmaması ya da bir bacağın diğerinden daha kısa görünmesi skolyozun habercisi olabilir. Aynı zamanda sırt bölgesindeki eğrilik, öne eğilme testleri sırasında daha belirgin hale gelir." değerlendirmesini yaptı.

Ergün, Türkiye'de yapılan saha taramalarında, skolyozlu çocukların büyük bir kısmında ilk belirtilerin aile yerine öğretmenler tarafından fark edildiğini, öğretmenlerin bu konuda bilinçlendirilmesinin önem taşıdığını vurgulayarak, "Skolyozun erken teşhisinde öğretmen-aile işbirliği oldukça etkili bir rol oynar. Ayrıca düzenli okul taramaları çocukluk çağında skolyoz tanısının artmasına önemli katkı sağlar." ifadelerini kullandı.

- "Skolyoz açısını ölçmek için röntgen çekiliyor"

Skolyoz tanısının muayeneyle başlayan basit bir süreç olduğuna işaret eden Tuğrul Ergün, eğrilikten şüphelenilen durumlarda skolyoz açısını ölçmek için röntgen çekildiğini kaydetti.

Ergün, tanıda omurganın eğrilik derecesinin belirlenip bu dereceye göre tedavinin şekillendirildiğine dikkati çekerek, "Hafif dereceli skolyoz vakalarında düzenli takip ve özel egzersiz programları yeterli olabilirken, orta ve ileri derecedeki eğriliklerde korse kullanımı veya cerrahi müdahale gündeme gelebilir." ifadelerini kullandı.

Özellikle büyüme dönemindeki çocuklarda düzenli aralıklarla yapılan kontrollerin, skolyozun ilerleyip ilerlemediğini izlemek açısından hayati öneme sahip olduğunu vurgulayan Ergün, şunları kaydetti:

"Erken tanı konan skolyoz vakalarının yüzde 90'ı cerrahi müdahaleye gerek kalmadan kontrol altına alınabilmektedir. Erken tedaviye başlanması, hem çocuğun yaşam kalitesini artırmakta hem de ileride oluşabilecek komplikasyonların önüne geçmektedir. Korse tedavisi, doğru zamanlama ve uyumla uygulandığında eğriliğin ilerlemesini büyük ölçüde yavaşlatabilir. Bu süreçte ailelerin sabırlı ve motive edici tutumu, tedavinin başarısında kilit rol oynar."

Ergün, skolyozun, çocuğun genel sağlığını ve psikososyal gelişimini etkileyebilecek bir durum olduğunu, bu nedenle çocukların günlük yaşamındaki duruş, oturma şekli ve fiziksel aktivitelerinin dikkatle gözlemlenmesi gerektiğini aktardı.

Özellikle okul ortamında uzun süreli masa başı oturma ve yanlış çanta kullanımı gibi faktörlerin duruş bozukluklarına zemin hazırlayabileceğini kaydeden Ergün, "Ailelerin düzenli çocuk doktoru ya da ortopedi uzmanı kontrollerini ihmal etmemesi, skolyozun erken fark edilip kontrol altına alınmasını sağlar. Araştırmalar, haftada en az bir kez yapılan postür kontrollerinin skolyozun erken teşhisinde başarı oranını yüzde 70'in üzerine çıkardığını göstermektedir." değerlendirmesini yaptı.

Ergün, çocuğun ayakta dururken ya da otururken omurga hizasına dikkat etmenin, teşhiste ilk adım olabileceğine dikkati çekerek, "Gerekirse uzman desteğiyle ergonomik çanta ve masa-sandalye kullanımı konusunda yönlendirme alınmalıdır. Ayrıca beden farkındalığını artırmaya yönelik egzersizler ve fiziksel aktiviteler, duruşun korunmasına katkı sağlar." ifadelerini kullandı.

Haber Kaynak : Anadolu Haber Ajansı

Yükleniyor

Yükleniyor

Yükleniyor